29 Ağustos 2014 Cuma

Güneyliler arasında fesat ve ahlâksızlığın yayılması ve isyanların başlamasıyla birlikte Yemen medeniyetinin yıldızı da sönmeye yüz tuttu. Yemen kralları ve halkı onarıma ihtiyacı olan Ma'rib Seddi'ni onar-mıyorlardı. Çok geçmeden sed yıkıldı, etraftaki yerleşim bölgeleriyle tarla ve bahçeler bu korkunç selin altında kaldı; seddin çevresi susuzluktan kuruyunca da tarım yok oldu. Bu nedenle bölge halkı oradan göçmek zorunda kaldı.[1]
Kur'ân-ı Kerim'de Seba halkından iki surede söz edilmektedir, bunlardan biri Seba kraliçesiyle ilgilidir. Hz.Süleyman'ın (a.s) bu kraliçeye yazdığı mektupla ilgili ayette şöyle buyruluyor:
…Çok geçmeden Hüdhüd kuşu gelip Süleyman'a "Senin bilgi gücünle öğrenemediğin şeyi ben anlayıp öğrendim ve sana Saba'dan kesin bir haber getirdim." dedi. "Gerçekten de ben, onlara hükmeden bir kadın gördüm, her imkâna sahipti, hele büyük bir tahtı var ki! [2]
İkinci surede ise Seba -veya Sebe ya da Saba- halkının fesat ve ahlâksızlığa kapılmasının ardından Ma'rib Seddi'nin yıkılması ve tahrip gücü korkunç bir selin bu kavmi perişan etmesi anlatılır:
Andolsun Seba halkının oturduğu yerlerde de Allah'ın kudretini gösteren bir alamet vardır. Onların evleri sağdan ve soldan iki bahçeliydi. Onlara demiştik ki "Rabbinizin verdiği rızktan bol bol yeyin ve O'na şükredin. Güzel bir şehriniz ve bağışlayıcı bir Rabbiniz var. Ama onlar Rablerinden yüz çevirdiler, biz de onlara yıkıcı Arim selini gönderdik ve onların o bereket dolu iki bahçesini acı meyveli, acı ılgınlı ve az bir şey de sedir ağacı bulunan iki değersiz ve harabe bahçeye çevirdik. Böylece yaptıkları nankörlükten dolayı onları cezalandırdık. Biz, nimete nankörlük edenden başkasını cezalandırır mıyız?
Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında biri diğerinden görünebilen yakın mesafeli şehirler var ettik ve "oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın." dedik. Onlar ise "Allah'ım! Şehirlerimiz birbirine çok yakın, aramızı aç!" dediler ve kendilerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları ibretli efsanelere konu olan bir halk kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Hiç şüphe yok ki bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ibretli ayetler, alametler vardır. [3]
Hamza İsfahanî bu seddin İslâm'ın zuhurundan 400 yıl önce yıkıldığını yazar.[4] Ebu Reyhan Biruni bunu 500 yıl,[5] Yakut Hamevî de Habeşilerin egemenlik dönemi[6] olarak kaydetmiştir. Habeşlilerin bu bölgeyi ele geçirmesi 6. asrın ortalarına rastladığından bazı tarihçiler bu olayın 542-570'li yıllarda vuku bulduğunu yazmaktadır.[7] Karinelere bakılırsa bu seddin yıkılışı tedricen gerçekleşmiş, birkaç kez onarıldıktan sonra tamamen yıkılmıştır.
Tubba kavmi [8] ve uğradığı akıbete Kur'ân-ı Kerim'de iki kez değinilmektedir:
Mekkeliler mi daha hayırlı, yoksa Tubba kavmi ve onlardan öncekiler mi? Biz onları yıkıma uğrattık. Çünkü onlar suçlu günahkarlardı. [9]
Onlardan önce Nuh kavmiRess halkı [10] ve Semud kavmi de peygamberlerini yalanladı. Âd, Firavn veLut'un kavmiyle Eyke halkı [11] ve Tubba kavmi de. Hepsi peygamberleri yalanladı, böylece benim azap tehdidim de onlar hakkında gerçekleşti. [12]
 
[1]- Hasan İbrahim Hasan, Tarih-i Siyasiy-i İslâm (İslâm'ın Siyasi Tarihi), çev: Ebu'l-Kasım Payende, Tahran, Sazman-i İntişarat-ı Cavidan, 5. bas. hş.1362, c.1, s.32.
[2]- Neml, 22-23.
[3]- Sebe, 15-19.
[4]- Hamza İsfahanî, Tarih-i Peyamberan ve Şahan (Peygamberler ve Şahların Tarihi), çev: Cafer Şiar, Tahran, Emir Kebir yay. 2. bas, H.Ş. 1367, s.120 ve 132.
[5]Asaru'l-Bakiye, çev: Ekber Dânâ Sereşt, Tahran, Emir Kebir yay. 1. bas, H.Ş. 1363, s.181.
[6]Mu'cemu'l-Boldan, Tashih: Muhammed Emin el-Haneci el-Ketbi, Kahire, Saadet yay. 1. bas. hicri; 1324, c.7, s.355.
[7]- Philip Halil Hitti, age. s.82.
[8]- Çoğulu "Tebabie" olan "Tubbe", Yemen Himyer padişahlarının lakabıdır. Bu padişahlar iki hanedandan gelir. Bunlardan biri olan Seba ve Reydan, M.Ö. 115 yıllarıyla M.S. 275 yılları arasında egemen olmuş; ikinci hanedan Saba ve Reydan ve Hazramut ve Şahr ise 275-533 yılları arasında hüküm sürmüşlerdir, bk. Ahmed Hüseyin Şerefuddin, age. s.90-97.
[9]- Duhan, 37.
[10]- Yemame'de yaşayan bir kavim.
[11]- Hz. Şuayb'ın (as) kavmi.
[12]- Kaf, 12-14.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder