29 Ağustos 2014 Cuma

Yemen'in göz kamaştırıcı medeniyeti tarihçilerin övgüsünü kazanmıştır. Mesela ünlü Yunanlı tarihçiHerodot M.Ö. 5. yy'da bu diyarın parlak medeniyetinden, göz alıcı sarayları ve bu sarayların çok pahalı mücevherlerle süslü kapılarından söz etmekte, Seba şehrindeki bu saraylarda altın ve gümüş kaplarla değerli madenlerden yapılma karyola ve tahtadan yapılma sedirler bulunduğunu yazmaktadır.[1] Bazı tarihçiler Sena'da yirmi katlı görkemli "Gomdan" sarayından söz eder ve bu muhteşem sarayın 100 odası olduğunu, odaların duvar yüksekliğinin 20 zırâ-ya vardığını [her zırâ yaklaşık 104 cm.] ve bütün tavanların ayna işleme kaplı olduğunu yazarlar.[2]
Milattan bir asır önce bu ülkeyi görüp gezmiş olan ünlü Romalı gezgin Strabon da Herodot gibi buradaki görkemli medeniyetten söz ederek şöyle der:
Ma'rib çok enteresan bir şehirdi. Çünkü bu şehrin sarayının tavanı fildişinden yapılmış, altın kakmalar ve mücevherlerle süslen-mişti. Ma'rib'de insanı hayrete düşüren kaplar vardı.[3]
Mesudi (öl. 346 hk.) ve h. 3. yy. bilim adamlarından İbn Rusteh gibi Müslüman tarihçilerle coğrafyacılar da İslâm'dan önce bu bölgede halkın müreffeh yaşamından, şehirlerin bayındır ve gelişmişliğinden etraflıca söz ederler.[4]
19. ve 20. asır arkeologlarının incelemeleri ve tarihçilerin araştırmaları bu bölgenin tarihini yeterince gün ışığına çıkarmış, böylece bu diyarın çok eskilere dayanan görkemli medeniyetiyle ilgili yeni belge ve bulgulara ulaşılmıştır. AdenSenaMa'rib ve Hadramut'taki harabelerle kalıntılar güneydeki bu büyük Arap medeniyetinin belgesi durumundadır. Bu medeniyetin sahipleri bugünkü Yemen'le çevresinde yaşıyor, Babilli-lerle Fenikelilerin medeniyetiyle boy ölçüşüyorlardı. Yemen eski medeniyetinin eserlerinden biri büyük ve tarihî "Ma'rib" seddidir.[5] Son derece dakik ve karmaşık geometrik hesaplarla yapılan bu sed, yapıcılarının geometri biliminde ne kadar ilerlemiş olduğunu göstermeye yetmektedir; bu sed bölgenin tarımını kalkındırmıştır.[6]
Yemen halkı tarımın yanı sıra ticaretle de uğraşıyordu. Sebalılar doğulularla batılılar arasındaki ticarete vasıtalık ediyorlardı, zira o dönemlerde Yemen birkaç kalkınmış ülkenin tam ortasındaydı. Hintli tüccarlar mallarını Hint Okyanusu yoluyla Yemen'le Hadramut'a ulaştırıyor; Yemenli tüccarlar da bunları Habeşistan,Mısır, FenikeFilistin, MedyenOdomAmalika ve Fas'a taşıyorlardı. Mekke Arapları da bu malları kara yoluyla o günün diğer gelişmiş ülkelerine ulaştırıyordu.[7] Uzakdoğu ticareti uzun bir süre Yemenlilerin elinde olmuştur.[8]
Kızıldeniz'de denizcilik yapmanın getirdiği zorluklar, Yemenlilerin karayollarına yönelmesine neden olmuştu, bu nedenle Yemen'den Şam'a kadar yarımadanın güney sahili boyunca yol kat ediyorlardı. Bu yol Mek-ke'yle Petra'dan geçiyor, kuzey ucunda Mısır, Şam ve Irak'a ayrılıyordu.[9]
 
[1]- Gustav Lubon, Temeddün-i İslâm ve Arab (İslâm ve Arab Medeniyeti), çev: Seyyis Haşim Hüseyni, Tahran, İslâmiye yay. s.92.
[2]- Seyyid Mahmud Şükri Alusî Bağdadi, Büluğu'l-Erib Fi Marifeti Ahvali'l-Arab, Kahire, Daru'l-Kütübi'l-Hadise, 2. bas, c.1, s.204.
[3]- Corci Zeydan, Tarih-i Temeddün-i İslâm (İslâm Medeniyet Tarihi), çev: Ali Cevahir Kelam, Tahran, Emir Kebir yay. H.Ş. 1333, c.1, s.13.
[4]- Mes'udi, Murucu'z-Zeheb ve Meadinu'l-Cevher, İnceleme: Muhammed Muh-yiddin Abdulhamid, Daru'l-Reca yay. c.2, s.89, İbn-i Rusteh, el-A'laku'n-Nefise, çeviri ve notlandırma: Hüseyin Karaçanlu, Tahran, Emir Kebir yay. 1. bas. H.Ş. 1365, s.132.
[5]- Bu sed bugünkü Yemen'in başkenti Sena'nın 192 km. doğusundadır.
[6]- Bu seddin diğer özellikleri ve inşasıyla ilgili ilmî ve proje bilgileri için bk. Ferheng-i Kısas-ı Kur'ân(Kısas-ı Kur'ân eki), Sadr-i Belaği, Tahran, Emir Kebir yay. 3. bas. s.82 ve 99. Ahmed Hüseyin Şerefuddin, el-Yemen İberu't-Tarih, s.122-132.
[7]- Corc Zeydan, age. c.1, s.11.
[8]- Will Dorant, Tarih-i Temeddün (Medeniyet Tarihi), çev: Ahmed Aram, Tahran, Sazman-i İntişarat ve Amuzeş-i İnkılab-ı İslâmî, 2. bas. H.Ş. 1367, c.1, s. 341.
[9]- Philip Hitti, Tarihu Arab (Arap Tarihi), çev: Ebu'l-Kasım Payende, Tahran, Müessese-i İntişarat-ı Agah, 2. bas. H.Ş. 1366, s. 64-65 ve bk. Gustav Lubon, age. s.94 ve Ahmed Hüseyin Şerefuddin, age. s.105 ve Alusî, age. c.1, s.203.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder